Adamın biri parasını sakladığı yeri unutmuştu. Ne kadar düşündü
ise günlerce aramasına rağmen parayı sakladığı yeri bir türlü
hatırlayamıyordu. Benim bu derdime bir çare bulursa o bulur diyerek
doğru imam-ı azam hazretlerinin huzuruna gitti.
İmam-ı azam dedi ki:
“Bu senin meselen fıkıhla ilgili değil ama, yine de sana bir akıl
vereyim: Sen git bu gece sabaha kadar namaz kıl, ümit ediyorum ki,
paranı koyduğun yeri hatırlarsın.”
Adam o gece sabaha kadar ibadet etmeye karar verip abdest aldı, namaz
kılmaya başladı. Daha gecenin yarısı bile olmadan parayı koyduğu yeri
hatırladı. Namazı bıraktı, doğru parayı koyduğu yerden alıp yattı.
Sabah olunca imam-ı azama, (Allah senden razı olsun, bu derdime de çare
buldun. Daha gecenin yarısında parayı koyduğum yeri hatırladım) deyince,
Hazret-i İmam, (Keşke sabaha kadar ibadete devam etseydin. Çünkü şeytan
senin sabaha kadar ibadet etmene tahammül edemediği için daha gecenin
yarısında sana hatırlatmış. Sabaha kadar da şükür namazı kılsaydın daha
iyi ederdin. Sen parayı bulunca namazı bıraktın) dedi.
Devamı >>
Devamı >>
Resülullah Efendimiz(s.a.v)İblise aşşağıda ki şekilde kısa kısa bazı sorular sordu.
O da bunlara cevap verdi.
-Ya lain!Senin oturma arkadaşın kim?
-Faiz yiyen.
-Yatak arkadaşın kim?
-Sarhoş.
-Misafirin kim?
-Hırsız.
-Elçin kim?
-Sihirbazlar.
-Gözünün nuru nedir?
-Hanım boşamak.
-Sevgilin kim?
-Cuma namazını bırakanlar.
Resülullah Efendimiz(s.a.v)bu defa başka bir mevzuya geçti ve şöyle sordu;
-Ya lain!Senin kalbini ne yıkar.
-Allah yolunda cihada koşan atların kişnemesi.
-Peki senin cismini ne eritir?
-Tevbe edenlerin Tevbesi.
-Peki ciğerini ne parçalar,ne çürütür?
-Gece ve gündüz Allah\'a yapılan bol bol istiğfar.
-Peki yüzünü ne buruşturur?
-Gizli sadaka.
-Peki gözlerini kör eden nedir?
-Gece namazı.
-Peki başını eydiren nedir?
-Çokça kılınan cemaatle namaz.
Resülullah Efendimiz(s.a.v)tekrar bir başka mevzuya geçti ve şöyle sordu;
-Sana göre insanların en saadetlisi(!)kimdir?
-Namazını bilerek kasten bırakanlar.
-Peki insanların en şakisi kimdir?
-Cimriler.
-Peki seni işinden ne alı koyar?
-Ulema Meclisleri.
-Peki yemeğini nasıl yersin?
-Sol elimle ve parmaklarımın ucuyla.
-Peki samyeli estiği zaman ve ortalığı sıcaklık bastığı zaman çocuklarını nerede gölgelendirirsin?
-İnsanların tırnaklarının arasında.
Allah c.c
Devamı >>
Allah c.c
Devamı >>
Allah Beni Affeder
Adamın biri Şuayb peygambere:
- \"Allah benim birçok günahımı ve hatamı gördüğü halde beni lütuf
ve keremiyle cezalandırmıyor.\"
Allah-ü Teala Şuayb\'a şöyle vahyetti:
- \"O kulum, ben bu kadar günah ettim de, Allah beni keremiyle
cezalandırmıyor, diyor. Ona söyle ki: Ey doğru yolu bırakarak, yanlışa
yönelmiş adam! Sen tersini söylüyorsun. Allah seni öylesine imtihan
ediyor ve cezalandırıyor ki, senin günahtan kararmış simsiyah kalbin ve
günahların etkisiyle zincirler içindeki bedenin bunu farkedemiyor. Fakat
yine de Benden ümidini kesmesin. Bana sığınsın, Bana dönsün.\"
Şuayb aleyhisselam Allah\'ın kendisine bildirdiği sözleri \"Allah
beni cezalandırmıyor\" diyen kimseye söyleyince, o günahkar kimse de
güzel tesir uyandı. Şuayb aleyhisselama sordu:
- \"Eğer beni cezalandırıyorsa hani belirtisi?\"
Şuayb peygamber:
- \"Ya Rabbi! O adam bu söze karşı savunmada bulunuyor ve Senin
verdiğin cezayı bilmek istiyor.
Cenab-ı Hak buyurdu:
- \"Ben settarım, örtücüyüm. Fakat işaret söyleyebilirim. Onu
beğenmediğimin işareti: O itaat ettiğini sanıyor, oruç tutuyor, namaz
kılıyor fakat namazdan, zekattan ve başka ibadetlerin hiç birinden zerre
kadar zevk almıyor. Yüksek ibadetlerde ve amellerde bulunuyor, fakat
zerre kadar mutluluk duymuyor. İtaatlerin mahsul vermesi için kalbde
manevi bir zevk lazımdır.\"
Öğütler:
* \"Allah affeder\" deyip günahta ısrar edenler en büyük yanlış
içindedirler.
* Demir paslandığı gibi kalbler de kararır.
* Kul bir günah işlediğinde kalbde siyah bir leke oluşur. Tevbe
ederse bu leke silinir. Günahına devam eder ve tevbe etmezse nihayet o
siyah noktalar kalbi simsiyah eder.
* İbadetin ruhu, özü, ibadetten zevk almaktır. Eğer alınmıyor ise
Allah\'ın beğenmediğini anlayıp hemen tevbe etmelidir.
ayperiss
Devamı >>
ayperiss
Devamı >>
Selamun Aleykum arkadaşlarım, Hayırlı Cumalar dilemek istiyorum
ilk önce..
Kibir Şeytandandır, Onun Cennetten kovulmasına sebep olmuştur.!
Bu yazımda günümüz toplumumuzda yaptığımız çok ama çok büyük bir hatayı
kaleme almak istiyorum..
Günümüz gençliğindeki elektirik alma mevzusu bilirsiniz fazla anlatmama
gerek yok. Her zaman laflarımızda kalbi güzel olsun yeterli dememize
rağmen, karşımıza bir kısmet çıktığında; elektirik alamadım diye geri
çevirmelerimiz, çok iyi bilirsiniz. O kişiyi size methettiklerinde,
gerçekten temiz ahlaklı, imanlı bir genç neden istemiyorsun
dediklerinde, ne bileyim ben \"Elektirik\" alamadım, diyoruz.
Afedersiniz anlamadım Elektirik? yani; burnumu uzun, kaşlarımı biçimsiz,
boyumu kısa, saçlarımı dökülmüş, çokmu fakir..? Yazımızın en başında
\"Kibir\" şeytandandır demiştirk, bunu zaten herkes biliyor değilmi.?
Peki eskiden elektirik icad edilmezden önce yani gazyağı lambası, mum
ışığı kullanılırken, siz hiç duydunuzmu herhangi bir atasözü.? Senden
hiç gazyağı alamadım, hiç mum ışığı vermiyorsun... Oysaki onların
evliliği ne kadar uzun, ne kadar mutlu, huzurlu ve bereketli olurmuş.
yetiştirdikleri evlatları dini bütün olurmuş. Siz hiç düşünmezmisiniz,
\"Elektirik\" bahanesiyle yapmış olduğunuz bu kibir büyük bir Meleğin
bile Cennetten kovulmasına sebep olmuştur.Siz neyinize güveniyorsunuz.? O
kalbi güzel insanın gerçekten imanını görseydiniz, etrafında onun için
pervana olan melekleri görseydiniz, vallahi bu yaptığınız için oturur
günlerce ağlardınız.
Dış güzelliğide veren Allah(c.c) değilmi.? Neyinize güveniyorsunuz.?
onun verdiğini ona iman eden için kullanmaktan başka ne işe yararsınız?
Şunu hiç unutmayalım, birşey pekiştirildikçe ( Takdir edildikçe,
ödüllendirildikçe, desteklendikçe) o şeyin yapılma sayısı artar.
Günümüzde herkesin söylediği diğer hatalı sözler. Çok güzelsin, çok
yakışıklısın, evet Allah(c.c) vergisi, fakat siz bunu ona söylerken
yalnızca güzellik ve yakışıklılık bağlamında söylerseniz o kişinin
davranışlarını pekiştirmiş ve sadece güzelliğin ve yakışıklılığın önemli
olduğu bir dünyada yaşadığını hissettirmiş olursunuz. Peki şöyle desek
olmazmı? ; Çok güzelsin, Allah(c.c) kalp gözünüde açık etsin, kalbinde
temiz olsun, kalbi Allah(c.c) için çarpanlardan eylesin. Bunu duyan kişi
şunu anlayacaktır, evet sadece güzellik yetmiyormuş demekki, daha
önemlileride varmış, dinimizi yaşamalıymışım, kalbim Allah(c.c) aşkıyla
çarpmalıymış...
Cenabı Allah(c.c) hepimizi günümüz bu kibirinden uzak tutsun, bizi
lanetlediklerinden eylemesin inşaAllah (Amin.)
(Ömer Akdemir.)
Facebook : http:www.facebook.com/4.Buyuk.Melek
Loremi
Devamı >>
Loremi
Devamı >>
Yolda karşılaştığımızda ezan okunuyordu.
\"Gel seni camiye götüreyim\", dedim. \"Bugün Cuma biliyorsun.\"
\"Sen de benim camiye gitmediğimi biliyorsun,\" dedi.
\"Biliyorum ama,sebebini gerçekten merak ediyorum.\"
\"Ne bileyim olmuyor işte, dedi. Hem pantolonumun ütüsü bozulup, dizleri
çıkar diye endişe ediyorum.\"
Gayri ihtiyari gülmeye başladım.
\"Herhalde şaka yapıyorsun,\" dedim. \"Bunun için cami terk edilir mi?\"
\"Ciddi söylüyorum,\" dedi. Giyimime ve özellikle yeşile düşkün olduğumu
bilirsin.\"
Gerçekten öyleydi. Giydiği birbirinden güzel elbiseleri mutlaka yeşilin
bir başka tonundan seçer ve her zaman ütülü tutardı.
\"Peki, dedim. Hayatında hiç camiye gitmedin mi?\"
\"Çocukken dedemle birkaç kere gitmiştim,\" dedi. Hem o yaşlarda
dizlerim aşınacak diye herhalde endişe etmiyordum. Fakat artık camiye
gidebileceğimi zannetmiyorum.
Söyledikleri beni son derece şaşırtmış ve bu konuyu açtığıma pişman
etmişti. Daha sonra el sıkışıp ayrıldık.
Onunla konuşmamızdan 2 ay sonra,kendisinin camide olduğunu
söylediler.Hemen gittim.
Bahçedeki namaz saflarının en önünde duruyordu ve üzerinde yine yeşiller
vardı.
Yavaşça yanına yaklaştım ve kısık bir sesle:
\"Hani, dedim.Camiye gelmeyecektin?\"
Hiç sesini çıkarmadı. Çünkü musalla taşının üzerinde, yeşil örtülü bir
tabut içinde yatıyordu.
\"HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR.
MediNe
Devamı >>
MediNe
Devamı >>
Allahın rahmeti ve bereketi üzerinizde olsun sevgili din
kardeşlerim keske herkes bu kadın gibi olabilse acaba dunyada boyle
dusunen kaç kişi vardır
Gülcan Koç
Devamı >>
Gülcan Koç
Devamı >>
Büyük bir ilim adamı olan Ebu Hanife aynı amanda kumaş
ticaretiyle uğraşan bir esnaftı.Bir akşam üzeri dükkanına iki müşteri
geldi.Kumaş toplarından birini beğendiler;fakat kumaşları ancak sabah
alabileceklerini,parasınıda sabah ödeyeceğini söyleyerek ayrıldılar.
Sabah olunca dükkana erkenden gelen başka bir müşteri tezgahın
üzerindeki kumaşı beğendi ve almak istedi.Ebu Hanife,(Bu kumaş
satıldı.Siz başka bir kumaşa bakın.)diyerek adamın isteğini geri
çevirdi.Ancak adam o kumaşıiki kat para vererek almak istedi.Ebu
Hanife,tekrae(Bu kumaş satıldı) diyerek teklifi reddetti.Müşteri
ısrarlıydı ve bu defa kumaşın değerinin üç katı para teklif etti.Bunun
üzerine Ebu Hanife,(İsterseniz değerinin yüz katını verin,yinede bu
kumaşı size veremem.Çünkü ben bu kumaşı başka müşterilere
sattım.,sözümden dönemem.)diyerek adamın isteğini geri çevirdi.
asim25
Devamı >>
asim25
Devamı >>
Bir adam yolda yürürken çok susadı.Yol üzerinde bir kuyuya inip
su içti.Suyunu içtikten sonrasusuzluktan dili damağına yapışmış bir
köpeğin yaklaştığını gördü.Kendi kendisine (Bu köpekde çok
susamış.)deyip köpeğe su içirdi.Yüce Allah bu kişinin davranışından
memnun kaldı.
Hz.Peygamber bu olayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen sahabelerden
bazıları:
-Ey Allah\'ın resulü,yani bize hayvanlara yaptığımız iylikler için de
sevap var mıdır? diye sordular.
Peygamberimiz:
-Evet,her canlıya yapılan iylikte sevap vardır. diye buyurdu.
asim25
Devamı >>
asim25
Devamı >>
Ey insanlar!
Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada
bir daha buluşamayacağım.
Ey İnsanlar!
Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir
ay ise, bu beldeniz nasıl mukaddes bir belde ise, Rabbinize kavuşuncaya
kadar kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız da öylece mukaddesdir, her
türlü taaddî ve tecâvüzden masun, birbirinize haramdır.
Ey Eshâbım!
Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hâl ve hareketinizden
muhakkak sorulacaksınız. Sakın, Benden sonra, eski dalâletlere dönüp de
birbirinizin boynunu vurmayınız!... Bu vasiyetimi burada bulunanlar,
bulunmayanlara tebliğ etsin. Olabilir ki bildirilen kimse, burada
bulunup da işitenden daha iyi anlayarak muhâfaza etmiş olur.
Ey Eshâbım!
Kimin yanında bir emânet varsa onu sâhibine versin. Borç mutlaka yerine
verilecektir. Kiralanan şey sâhibine iâde edilecektir. Hediyeler, hediye
ile karşılanır. Başkalarına kefil olanlar, kefâletin mes\'ûliyetini de
üzerine almış olur.
Câhiliyet devrine âit fâizin her çeşidi mülgâdır, ayağımın altındadır.
Lâkin, borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulm
olununuz. Allâh\'ın emri ile fâizcilik, artık yasaktır. Câhiliyyetten
kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım
fâiz; Abdülmuttalib\'in oğlu amcam Abbas\'ın fâizidir.
Ey Eshâbım!
Câhiliyet devrinde güdülen kan dâvâları da kaldırılmıştır. Kaldırdığım
ilk kan dâvâsı; Abdulmuttalib\'in torunu Rebîa\'nın kan dâvâsıdır.
Câhiliyyetten kalan örf ve âdetler de kaldırılmıştır. Ancak, Kâbe\'ye
dâir sidânet (hizmetçilik) ve hacca gelenlere sâkilik yapma âdetleri
bâkidir.
Kasıtla öldürülen, kısas edilecektir. Sopa ve taşla öldürülen ise kasten
öldürülmüşe benzer. Sopa ve taşla öldürülenin yüz deve diyet hakkı
vardır. Bunu arttıran câhiliyyet devrinin insanı gibidir.
Ey İnsanlar!
Artık şeytan, sizin şu topraklarınızda nüfuz ve saltanatını kurmak
kudretini ebediyyen kaybetmiştir. Fakat, size bu saydığım şeyler
haricinde, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız, onu memnun edecektir.
Dîninizi korumak için bunlardan hazer ediniz.
Ey İnsanlar!
Haram ayların yerlerini değiştirip ertelemek, inkarcılıkta gerçekten
ileri gitmektir. Kâfirler böylece sapıyorlar. Allâh\'ın haram kıldığı
ayların sayısına uydurmak için onu bir yıl haram, bir yıl helâl
sayıyorlar. Böylece, Allâh\'ın haram kıldığını helâl saymış oluyorlar.
Zaman, Allah (C.C.)\'nün gökleri ve yeri yarattığı günden bu yana aynı
şekilde devam ediyor. Hakîkatte, Allah katında ayların sayısı, gökleri
ve yeri yarattığı günden bu yana 12 aydır. Bu hakîkat, Allâh\'ın
kitâbında mevcuttur. Bu aylardan dördü, harem aylarıdır. Bunlardan üçü,
birbirini tâkip ederler. Yalnız biri tekdir. Birbirini tâkip edenler;
Zilkâde, Zilhicce ve Muharrem\'dir. Cemaziyel-Âhir ile Şaban arasında
bulunan Recep ayı ise tek olan harem aydır.
Ey İnsanlar!
Kadınlara hayırla muâmele etmenizi ve Allah\'dan korkmanızı tavsiye
ederim. Çünkü onlar emriniz altındadır. Siz kadınları Allah emâneti
olarak aldınız ve onların nâmuslarını ve iffetlerini Allah adına söz
vererek helâl edindiniz. Şunu biliniz ki; Sizin kadınlar üzerinde
haklarınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır.
Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız; yatağınızı yabancılardan
korumaları ve müsâadeniz olmadıkça, hoşlanmadığınız bir kimsenin evinize
girip, oturmasına müsâade etmemeleridir. Hiçbir kadın erkeğinin izni
olmaksızın evinden bir şey harcayamaz! (Eshâbdan bâzıları; «Yemek de mi
veremez?» deyince, Rasûlullah (S.A.V.) şöyle buyurdu: «Yemek insanların
en üstün malıdır».) Şâyet kadınlarınız, bu yasaklardan birini
yaparlarsa; onlardan ayrı yatın ve yaralamadan, berelemeden dövüp
vazgeçirin. Eğer size itaat ederlerse, onların aleyhine yürümek için
başka yol aramayın, daha ilerisine geçmeyin.
Kadınlarınızın da sizin üzerinizdeki hakları; mağruf olan şekliyle
(şer\'i ahkama göre), her türlü yiyecek ve giyeceklerini temin
etmenizdir.
Kölelerinize [5] gelince; onlara yediğinizden yedirmeğe, giydiğinizden
giydirmeğe dikkat ediniz. Affedemeyeceğiniz bir hata yaparlarsa asla
eziyet etmeyiniz! Onları satılığa çıkarınız. Çünkü onlar da Allâh\'ın
kullarıdır.
Ey Mü\'minler!
Sözümü iyi dinleyiniz, iyi anlayınız ve iyi muhafaza ediniz! Muhakkak ki
Rabbiniz birdir. Babalarınız da birdir. Hepiniz Âdem\'densiniz, Âdem
(A.S) da topraktandır. Müslüman Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün
Müslümanlar kardeştirler. Allah katında en hayırlınız, Allah\'dan en çok
korkanınızdır. Arabın Aceme, Acemin de Arapa, sarı ırkın siyah ırka,
siyah ırkın da sarı ırka üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvâ iledir.
Din kardeşlerinize âit olan herhangi bir hakka tecâvüz, başkasına helâl
değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olsun.
Haksızlık da yapmayın! Haksızlığa boyun da eğmeyin!
Ey Eshâbım!
Nefislerinize de zulmetmeyiniz. Nefislerinizin de üzerinizde hakkı
vardır.
Ey İnsanlar!
Allah\'dan korkun. Halîfe olarak başınıza; burnu kulağı kesik bir köle
dâhi seçilmiş olsa, Allâh\'ın Kitâbı\'yla hükmettiği müddetçe onu
dinleyin ve ona itaat edin.
Ey İnsanlar!
Allah, her hak sâhibine hakkını Kur\'ân\'da vermiştir. Vâris için
vasiyyete lüzum yoktur. Mirasçının haricinde olanlara vasiyyetse,
terekenin (geride bıraktığının) sâdece üçte biri hududunda caizdir.
Çocuk kimin döşeğinde doğmuş ise, ona âittir. Zinâ eden için mahrûmiyyet
vardır. Bunların hesapları Allâh\'a âittir. Babasından başkasına neseb
iddiâ eden soysuz veya efendisinden başkasına intisâba kalkan nankör,
Allâh\'ın gazâbına, meleklerin ve bütün insanların lânetine uğrasın!
Cenâb-u Hakk, bu gibi insanların ne tövbelerini, ne de adâlet ve
şehâdetlerini kabul eder. Böyle bir kişiden ne mal, ne de can
fedâkârlığı kabul edilemez!
Ey İnsanlar!
Her suçlu kendi suçundan bizzat kendisi mes\'ûldür. Hiçbir babanın
işlediği suçun cezâsını evlâdı çekemez. Hiçbir evlâdın suçundan da
babası mes\'ûl edilemez.
Ey İnsanlar!
Size bir emânet bırakıyorum ki siz ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç
şaşırmazsınız! O emânet, Allâh\'ın Kitâbı Kur\'ân ve O\'nun Elçisinin
Sünnetleridir.
Ey Mü\'minler!
Allah\'dan korkun! Beş vakit namâzınızı kılın! Ramazan ayındaki
oruçlarınızı tutun! Mallarınızın zekâtını verin! Sizden olan
emirlerinize itâat edin ki Rabbinizin cennetine giresiniz.
Ey İnsanlar!
Ben, hepinizden önce Kevser Havuzu\'na varacağım. Sizin çokluğunuzla
diğer ümmetlere iftihar edeceğim. Benim yüzümü kara etmeyin. Ben
birtakım insanları kurtaracağım. Bir takımları da benim kendilerini
kurtarmamı isteyecekler,
Ben; \"Yâ Râb! Bunlar, Benim Eshâbımdandır, bunlar da «ÜMMETİM»
diyeceğim.
Allâhü Teâlâ ise; \"Sen, onların Senden sonra ne yaptıklarını
bilmezsin!\" diyecek.
Ey Nas!
Aşırı gitmekten sakının. Geçmiş ümmetlerin mahvolmalarının sebebi; dinde
aşırı gitmeleri idi. Hac usullerini benden öğrenin!
Bundan sonra Rasûlülllah, uzunca DECCAL\'ı anlattı. Nihâyet şöyle
buyurdu:
Allâh\'ın gönderdiği her peygamber, ümmetini bu Deccal ile korkuttu. Nuh
ve O\'ndan sonra gelen peygamberler de bu Deccal ile ümmetlerini
korkuttular. Deccal sizin devrinizde çıkacak. Şâyet Deccal\'ın
alâmetlerinden bir kısmını bilmiyorsanız, Rabbinizi de bilmiyor
değilsiniz. (Rasûlüllah bu sözü üç kere tekrar buyurdular.)
Sizce mâlûmdur ki Rabbiniz\'in bir gözü kör değildir. Halbûki Deccal\'ın
bir gözü kördür. Onun kör olan gözü üzüm tanesi gibi dışarı
fırlamıştır.
Ey Nâs!
Yarın Beni sizden soracaklar. Ne diyeceksiniz? Risâletimi tebliğ ettim
mi? İlâhi vazîfemi yaptım mı?\"
Bütün Eshâbı Kirâm; \"Evet, yemin ederiz, Allâh\'ın risâletini tebliğ
ettin, vazîfeni yaptın. Bize vasiyyet ve nasîhatte bulundun. Böylece
şehâdette bulunuruz.\" dediler.
(Bunun üzerine Rasûlü Ekrem (S.A.V.) mübârek şehâdet parmağını göğe
kaldırıp sonra da cemâat üzerine çevirip indirerek
ŞÂHİD OL YÂ RAB! ŞÂHİD OL YÂ RAB! ŞÂHİD OL YÂ RAB!
deli81
Devamı >>
deli81
Devamı >>
Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi. (İmam-ı Azam)
İnsan, alışkanlıklarının çocuğudur. (İbni Haldun)
Herkes herkese bir lokma şey verebilir ama boğaz bağışlamak, ancak Allah’ın işidir. (Mevlana)
Devamı >>
İnsan, alışkanlıklarının çocuğudur. (İbni Haldun)
Herkes herkese bir lokma şey verebilir ama boğaz bağışlamak, ancak Allah’ın işidir. (Mevlana)
"Ey birader, sen ancak bir düşünceden ve fikirden ibaretsin. Üst
tarafın kemik ve A’sab sinir ve adalât (kas) ve elyaftan (insan ve
hayvanda adaleleri meydana getiren ince lifler) ibarettir."
Mevlâna
"Yokluk, varlığın aynasıdır."
A.F.Y
Devamı >>
Mevlâna
"Yokluk, varlığın aynasıdır."
A.F.Y
Devamı >>
"Affetmek, zaferin zekâtıdır."
Hz. Muhammed
"İman, aklın çalışmasının ürünüdür."
Ahmed Hulûsi
Devamı >>
Hz. Muhammed
"İman, aklın çalışmasının ürünüdür."
Ahmed Hulûsi
Devamı >>
Sevgili Peygamberimizin bir eşyasına sahip olmak,
sahabilerin can attığı şeydi… Eğer onların bu sevdalı arzusu olmasaydı,
belki de şimdi İstanbul Topkapı Sarayı’ndaki “Mukaddes Emanetler”
denilen Peygamberimize ait eşyalara ulaşamayacaktık… Belki de,
Ramazan’larda camilerimizdeki “Sakal-ı Şerif”leri ziyaret edemeyecek,
“Hırka-i Şerif”i öpemeyecektik, değil mi çocuklar?…
Devamı >>
Devamı >>
Sevgili çocuklar. Şüphesiz, “Mutluluk Çağı”nın
çocuklarına ait hatıralar buraya kadar aktardıklarımızla bitmiyor… Daha
kimler var o güzel günlerin anısını içlerinde yaşatan ve sonradan
bunları aktaran… İşte bir başka örnek…
“Mutluluk Çağı”nın çocukları bazen çocukluk duygusuyla hatalı davranışlarda da bulunabiliyorlarmış… Sözgelimi, Peygamberimiz kendilerine bir hediyede bulunarak onu bir başkasına götürmesini istermiş…
Devamı >>
“Mutluluk Çağı”nın çocukları bazen çocukluk duygusuyla hatalı davranışlarda da bulunabiliyorlarmış… Sözgelimi, Peygamberimiz kendilerine bir hediyede bulunarak onu bir başkasına götürmesini istermiş…
Devamı >>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder